Ancak işler değişti ve bugün gördüğümüz gece gökyüzü, eski Babillilerin o zamanlar gördüklerinden farklı. Garip bir şekilde bu, yıl boyunca gördüğümüz takımyıldızların artık zodyakla eşleşmediği anlamına geliyor!
Jeosantrik model
Eski Babilliler kendi zamanlarına göre oldukça ilerlemiş olmalarına rağmen hâlâ uzayla ilgili bazı yanılgılara bağlıydılar. Örneğin, dünyanın evrenin merkezinde olduğuna, farklı gezegenlerin mistik güçlere sahip olduğuna ve dünyanın etrafında dönmelerine yardımcı olan raylar üzerinde yerleştirildiklerine inanıyorlardı. Bu yaklaşıma Jeosentrik Model adı veriliyor ve artık bunun doğru olmadığını biliyoruz. Astronomi o zamandan bu yana uzun bir yol kat etmiş olsa da astroloji hâlâ büyük ölçüde, gökyüzünün mevcut durumu için bile geçerli olmayan eski bilgilere dayanıyor!
Eski Babillilerin işaretleri belirlemenin yolu güneşe göreydi. Yılın farklı zamanlarında güneş belirli bir takımyıldızın önüne gelir ve onu gizlerdi. Gizli takımyıldızı zamanın işareti olacaktır. Örneğin Yay takımyıldızı 23 Kasım’dan 22 Aralık’a kadar güneşin arkasına “saklanırdı”. Bu tarihler Yay burcu tarihleridir. Sorun şu ki, bu tarihler artık eşleşmiyor ancak astroloji buna uyum sağlamadı.
Yeni burç
Gökyüzünü görme biçimimizdeki en büyük değişikliğe neden olan şey dünyanın ekseninin değişmesidir. O zamanki halinden birkaç derece farklı. Bu, güneşin farklı tarihlerde farklı takımyıldızları kapsadığı anlamına gelir! Ancak en büyük değişiklik, yeni duruma uyan on üçüncü takımyıldızın keşfidir. Şu anda güneş, 23 Kasım ile 29 Kasım tarihleri arasında Akrep takımyıldızını kaplıyor. Zodyaktaki bir sonraki burç Yay’dır, ancak 18 Aralık’a kadar Güneş tarafından örtülmeyecektir! Bu birkaç haftalık boşluk sırasında güneş, burçlar kuşağının hiçbir zaman ele almadığı bir takımyıldızı kapsıyor: Yılan taşıyıcısı Ophiuchus. Teoriye göre Babilliler aslında bu takımyıldızı gördüler, ancak zodyakın 12 aylık takvime uyması için onu rahatlıkla görmezden gelmeyi seçtiler.
